28 Ekim 2010 Perşembe

37 kişiydiler.. bi biz yoktuk..



28 ekim perşembe, saat 17:49, çeşitli gerekçelerden dolayı kampa gidememiş olan manolya çalışır ve turgay baş iki minibüsün ardından bildiriyor.

tam sayamadık ama sanıyoruz ki 37 kişiydiler. iki minibüse bindiler. yağmur sularıyla birlikte akıp gittiler. valla bu faaliyet aşkıyla sonumuz hayrolsun. desek ki 'olm hadi gelin çalışma kampına girelim, önümüz vize dönemi', 1 tane adam bulamazsın, 1001 bahane.

aklı olan bir bahane bulur gitmezdi kampa. ankarada böylesine bir yağmur var iken yağmurun anavatanı karadenize faaliyete gidilir miydi hiç. kastamonu'nun karadenizin batı kısmında kalıyor olmasını hafifletici bir sebep olarak göremeyeceğim valla. aklı olan 'teyzem doğurdu' der binmezdi minibüse. 'bana mısın' demedi mağaracı gençler. yağmurmuş, çamurmuş, pek de umurlarında gibi değildi. 4'te kalkacak araç için saat 1'de kampüse gelenler mi dersin, 'dönmeyecem abi nedir yani, yaşar giderim mağarada bundan gayrı' diyenler mi dersin. dersin bence. 'noolacak, gireriz çadıra, sıra gecesi yapar eğlencenin dibine vururuz' mentalitesi hakimken her şey mümkündür.

neymiş efendim kastamonuya gidilecekmiş, kamp kurulacakmış, 3 gece 3 gün kalınacakmış, üçerli beşerli mağaraya girilecekmiş, yemekli danslı eğlenceler düzenlenecekmiş. sıcacık sobanın başında oturup keyif yapmak, televizyonda güzel güzel filmler izlemek varken ormana girip odun toplamak, kocaman ateş yapmak, dibi kara tencerelerde yemek yapıp bir tastan iki üç kişi yemek yemek de neymiş. su bidonunda bilumum alkollü/alkolsüz içeceği boca etmek de neymiş. geçecen bunları hacıı.

neyse çok uzatmayalım, valla gidemediğimizden değil ama akıllı işi değil bunlar. oturunuz efenim evinizde, gitmeyiniz kampa mampa. hele bir de hepsi birbirinden eğlenceli 37 kişiyseniz, hiç gitmeyiniz..

saygılar...

25 Ekim 2010 Pazartesi

DUYURU / 28-31 Ekim Kastamonu-Devrekhani Temel Mağaracılık Eğitimi



Faaliyet Adı: Temel Mağaracılık
Yer: Devrekhane/Kastamonu

Faaliyet Tarihi: 28-31 Ekim
Faaliyet Sorumlusu: Anıl Göksel Öser / Anıl Alkan

05548024378 (A. G. Öser)
05066638336 (A. Alkan)

19 Ekim 2010 Salı

DUYURU / 23-24 Ekim Kızılcahamam Temel Kampçılık ve Yürüyüş Faaliyeti II

Yeterli katılım olmaması sebebiyle faaliyet iptal edilmiştir.

Bu Pazartesi de Toplandık.

18.10.2010 tarihinde, bir önceki haftasonu Kızılcahamam/Soğuksu Milli Park'ında gerçekleştirilen faaliyetin değerlendirme toplantısı yapılmış, ardından Eşref Kemal Kaya tarafından 'Temel Mağaracılık ve Temel Mağaracılık Malzemeleri' hakkındaki bilgiler aktarılmıştır.

Aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza;

'Görüntüden başka bir şey almayın
Ayak izinden başka bir şey bırakmayın
Zamandan başka bir şey öldürmeyin'

bi iyice anlatılmıştır.

Herkesin ellerine sağlık.

18 Ekim 2010 Pazartesi

deneme

deneme

14 Ekim 2010 Perşembe

DUYURU / 16-17 Ekim Kızılcahamam Temel Kampçılık ve Yürüyüş Faaliyeti




Faaliyet Adı: Temel Kampçılık ve Yürüyüş Faaliyeti
Yer:
Kızılcahamam / Ankara
Faaliyet Tarihi: 16-17 Ekim
Faaliyet Sorumlusu: Manolya Çalışır


İletişim: manolyacalisir@yahoo.com.tr 0505 430 01 31

12 Ekim 2010 Salı

Eğitim Şart

Evet sevgili mağaracılar,

'Temel kampçılık' temalı dönemin ilk eğitim toplantısı 11.10.2010 tarihinde neşe içinde tamamlandı. Arkadaşlarımızdan İrem Yalçın ve Anıl Gökser Özer bize kampçılık nedir, yavru kurt nasıl olunur, kampta yanınıza getirdiğiniz ve getirmediğiniz için 1000 pişman olacağınız malzemeler nelerdir gibi gibi pek çok yararlı bilgiyi aktardı. Sevgili Murat Memişoğlu ise 'Kamp Malzemeleri Kullanım Tekniklerine Giriş I' isimli dersi 'Uygulamalı Çadır Kurma I' ile kombine ederek sundu. Valla biz de söyledik. Televizyonun-internetin, yatağın-yorganın, peluş oyuncağın-ketıl'ın olmayacak dedik. Kafamdabaret'i takip eden arkadaşlar temel kampçılık ile ilgili ayrıntılı ders notlarına http://www.humak.hacettepe.edu.tr/Learning/ adresinden ulaşabilirler. Sonra vay efendim ben mumumu unuttum yok efendim kibrit mi getireydim çakmak mı bilemedim demeyin =)

Bu haftasonu ilk faaliyetimiz Kızılcahamam'a düzenlenecek. Aramıza yeni katılan pek çok arkadaşımız var, umarım onlar da ateş başında kahvelerini yudumlarken bu faaliyetten bizim kadar keyif alırlar.

Kendi adıma haftasonunu sabırsızlıkla bekliyorum ve sözlerimi şu güzelim şarkı ile bitirmek istiyorum:

Hani bir dışarda olsam
Hep yürürüm, durmam
Benimle beraber yürür
Gökyüzü, toprak
Hürriyet, benimle beraber
Gökyüzü, toprak ve hürriyet
Ne güzel şeyler
Hani bir dışarda olsam
Belki günlerce uyumam
Sabahları yok artık o kahpe uyanışım

Duvarda kaldı gözlerim
Dalmışım

Tanışıyor muyuz Toplantısı

Bir tanışma toplantısı ve sonrası
Tarih: 8 Ekim 2010
Yer: Ankara



Eğitim ve öğretim anlamında hacettepede yeni bir yılın başlamasıyla birlikte torun torba bir olup yeni yeni insanlarla tanışalım diye seferber olduk. Biz pek bi hevesliydik ancak Hacettepe üniversitesinin yönetimi bizim bu kadar da hevesli olmamızı istemiyordu. Stand açalım dedik, yok dediler. Afiş asalım dedik, hele bir mühre yollayın da iki hafta sonra belki asarsınız dediler. Bari el ilanı dağıtalım dedik, izniniz yok devam ederseniz kötü olur dediler. Biz de her defasında hayretle açtık ağzımızı tövbeyle kapattık. Hay Allah dedik. Yine de vazgeçmedik. Az olabilirdik ama yılmamalıydık. Her türlü yasadışı imkanı zorlayıp el altından el ilanı dağıtıp, kendimizi afişe etmeden sağa sola afiş asmaya devam ettik. Biliyorduk ki bu üniversitede mağaracılık için yanıp tutuşan insanlar vardı ve biz, ilim şamda da olsa gidip bulacaksın felsefesiyle, bir şekilde onları bulmalıydık.

Bazen sınırlı kalan bu gayretlerimizle birlikte nasıl olacağını pek kestiremediğimiz tanışma toplantısı için son hazırlıkları yapmak üzere yenilenmiş yüzüyle eski dostlarını ağırlamak için sabırsızlıkla bekleyen yer bilimleri binasının Y2-02 no’lu güzide dersliğinde toplandık. Ufak tefek eksikler dışında tamam gibiydik. Ama bir önceki senenin 80 kişilik tanışma toplantısının ardından bu toplantıya 10-15 yeni arkadaşın katılıyor oluşu bir miktar sıkılmamıza neden oldu. Dert etmedik, üzülmedik. Ne de olsa elimizden geleni yapmıştık.

Emrah Dimdik’in ya da Emrah Tirmit’in ya da aslında Emrah Dirmit’in heyecanlı açılış konuşmasıyla başladı toplantı. Heyecanlıydı biraz ama heyecan güzel bişeydi zaten. Sonrasında Aycan İrican’ın hazırlamış olduğu tanıtım videolarıyla hızlıca devam ettik. Aycan dışında herkes için sürpriz olan videolarla mest olduk, kendilerini çok beğendik, hoşlandık. Ardından ben kendim şahsen (Turgay Baş) bir iki satır konuşmak için söz alıp bir iki paragrafla konuşmamı sonlandırdım, utanmasam daha da konuşurdum. Yeni katılan arkadaşların sorular ve kulübe katılma işini daha önceki yıllarda halletmiş arkadaşların bu sorulara verdiği birbirinden güzel cevaplarla toplantı nihayete erdi. Çok şeyler anlatıldı çok şeyler paylaşıldı. Akılda neler kaldığını da zaman gösterecek.

Toplantı sonrasında daha önceden konuşulduğu üzere JMO olarak bildiğimiz ama bizden başkalarının pek bilmediği jeoloji mühendisleri odasının yolunu tuttuk. İsterdik ki yeni insanların hepsi aramızda olsun, ama sadece bir iki kişi katıldı bize. Toplamda 15-20 kişi doluştuk odaya. Masaları enteresan bir geometriyle birleştirdik. Ardından masaları boş/dolu bira şişeleriyle süsledik. Bira şişelerini tokuşturduk. İçtik keyiflendik.

Biz içkili ve keyifliyken Ankara Üniversitesinde mağaracılık yapan ANÜMAB ekibinin sevdiğimiz, saydığımız üyeleri bir Anadolu rok grubu edasıyla odaya girmeye başladı. Odaya girişte ilginç bir yöntem uygulamalarından dolayı sayılarını tam olarak çözmedik. 5-6 kişi olduklarını tahmin ediyoruz ama hiiiç emin değiliz. Güzelce yerleştiler. Daha fazla bira söylenmeye başlandı ve haliyle adını gecenin sonuna kadar doğru telaffuz edemediğimiz Durak isimli garsonu daha sık görür olduk. Dakka başı geliyor gidiyor ama çoğu kez kapıdan ötesine ilerleyemiyordu. Neyse ki kamplarda malzemeleri elden ele yapma konusunda deneyimliydik ve her bira, sahibini bir iki eksik yudumla da olsa buluyordu. Derken derken genç arkadaşlarımızdan Musa’nın coşmaya başlamakta olduğu gözümüzden kaçmadı. Derken derken Genç Musa’nın bira tokuşturmaya düşkünlüğü olduğunu fark ettik. Derken derken Genç Musa ortamdaki hakimiyeti ele geçirdi. Artık kimse ondan habersiz bira tokuşturamıyordu. Masa altından gizlice bira tokuşturmaya çalışanların başlarına neler geldiğini yazıp ta canınızı sıkmayacağım. Genç Musa ortalıkta bi yerde ve doğrudan yerde oturuyor ve ortamı kontrol ediyordu. O, gerekli konuşmaları yapıp birasını kaldırdığında tüm şişeler ortada bi yerde buluşuyor ve ardından yudumlanmak üzere ağızlara gidiyordu. Genç Musa bununla da yetinmeyip gözüne kestirdikleri ortaya oturtuyor ve aynı ritüeli onlara da yaptırıyordu.
Gaza gelme konusunda yıllardır süregelen düşkünlüğümüzden ötürü bir müddet sonra kontrolsüz bir şekilde şarkılar türküler söylenmeye başladı. Ve en sonunda olan oldu, gaza gelme akımına katılan cücü(Ahmet Sücüllü)ortalık yerde ağızla yapılan striptiz müziği eşliğinde soyunmaya başladı. Amaç aslında cücü’nün göğsündeki ve sırtındaki dövmeleri göstermesiydi. Ancak cücü’nün içsel motivasyonunun bizim tahminimizden fazla olması neticesinde cücü’yü ortalık yerde striptiz şov yaparken, üzerindeki giysileri ritmik hareketlerle çıkarırken ve tişörtünü şehvetle bacak arasından geçirirken gördük.

Artık bitmeliydi, artık gitmeliydik, dağılmalıydık. Ama olmuyordu bir türlü. İnsanlar birer ikişer evlerine, sağa sola kaçıyordu ancak nedense biz 5-6 kişi oturuyorduk olduğumuz yerde. Hesabın ödenmesi, kalan biraların tüketilmesi, ekstra biraların gelmesine rağmen gidemiyorduk. Bunun tek bir nedeni vardı: Genç Musa. Hay Allah. Meğer anlatacağı çokmuş, anlatsın dedik, dinleyelim. O anlattı biz dinledik, biz dinledik o anlattı. Zaman zaman gözümüzün fal taşı gibi açılmasına sebep cümleler kurdu. Dursun istedik, durmadı. JMO çalışanlarının hadi artık sizi bekliyoruz uyarılarıyla hareketlenip kalktık yerimizden. Ama bu bile dağılmamıza vesile olmadı. Aslında dağılıyorduk ta farkında değildik, dağılıyorduk ta istediğimiz gibi değil.

Emrah’ın evinde, mutfakta, pilav üstü kuru fasulye eşliğinde yine yakalanmıştık Genç Musa’ya. Bir fırsatını bulup uyumak üzere yataklara kaçmamız yaklaşık bir saat sonrasında mümkün olabildi. Biz kaçarken şu sesleri hala işitebiliyorduk;

Ben seni öpeceğim. Kız o ne, dudak mı ?

Rüyalarımıza Musa girer mi endişesiyle ama yine de keyifle uyuduk.



Emeği geçen herkse bu keyifli akşam ve gece için teşekürler..

Tanışıyor muyuz diye hep düşünüyorduk ta meğer tanışıyormuşuz..

11 Ekim 2010 Pazartesi

Tanışma Toplantısı - 2

Tanışmak için ikinci kez toplanıyoruz

13 Ekim Çarşamba
Saat: 17:00
Yer Bilimleri Binası / Y2-02 No'lu Derslik

iletişim: humakmaster@hacettepe.edu.tr


10 Ekim 2010 Pazar

İkinci Görüntü

Elime ulaşan fotoğraflardan hazırladım, eğer elinizde başka fotoğraf varsa bana gönderin lütfen. Bu arada vimeo yasaklanmış bi ara başka biyere koymak lazım bu görüntüleri.

HUMAK - People from Aycan iRiCAN on Vimeo.

3 Ekim 2010 Pazar

Tanıtım görüntüsü biraz hızlı ama gaz oldu

İvit, bu da böyle hızlıca bi tanıtım materyali olsun bize. Şeyda ve Anıl'dan gelen fotoğraflara bir de bendeki arşivden bişeyler ekledim. Bir hafta kadar bir vaktimiz olsa çok daha iyisini çıkarabilirdim sanırım.



HUMAK - Hacettepe University Speleological Society from Aycan iRiCAN on Vimeo.

2 Ekim 2010 Cumartesi

Tanışıyor Muyuz?

1 Ekim 2010 Cuma

Tanışma Toplantısı - 1

 

İletişim

Bu blogda yazar olarak yer almak ve katkıda bulunmak istiyorsanız, blog yöneticileri ile iletişime geçmeniz yeterli olacaktır.



Blog Yöneticileri

HAKKINDA

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) 1988 yılında kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde araştırma ve eğitim faaliyetlerine devam etmektedir.

AMAÇ

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu 'nun (HÜMAK) çok yazarlı resmi ve gayrıresmi paylaşım ortamıdır.

Kafasından bareti eksik etmeyen tüm mağaracıları aramızda görmekten keyif, zevk, haz ve gurur duyarız, hoşnut kalırız..