11 Aralık 2016 Pazar

Çokrağan

                                     
                                            Çokrağan Mağarası Ortak Faaliyet Anısı




    Türü: Yatay Mağara
    Rakım: ?
    Derinlik: -38 metre
    Uzunluk: 2050 metre
    Bölge: Ege
    İl: Uşak
    İlçe: Banaz
    Köy: Y. Karacahisar
    Mağarayla İlgili Bilgiler: http://www.tayproject.org/Magara.fm$Retrieve?MagaraNo=10497&html=cave_detail_t.html&layout=web
    Faaliyet Tarihi: 2-4 Aralık 2016
    Anıyı Yazan: Pınar Şahin




   Planlandığı üzere 2 Aralık Cuma akşam saat 19'da demir aldık jeolojinin önünden, 25 mağaracı ve 1 şirin şoför abimiz ile birlikte. Hemen 15 dakika sonra ilk molamızı verdiğimiz çağdaş markette içki reyonu önünden geçen ciğerci kedileri görmek mümkündü ama herkesin ev sahibi kulübe saygısı olduğundan mızmızlanmadan çikolata gofret ve bilimum alkolsüz her bir şeyle otobüsümüze döndük ve sadece bir kez daha vereceğimiz molayla bitireceğimiz yolculuğumuza başladık.

Tabii ki ankara havaları ile başlayıp, twerk,mezdeke ve benzeri müziklerden sonra roman havasıyla bitirdiğimiz bir yolculuk oldu. Kısacası her tür havayı  çalıp her tür havaya girdik. Tolu'nun  mezdekemsi hareketlerini görmek tuhaf bir şekilde hepimizi gülümsetti. Şoförümüz şirin abi sucuksuz olmaz dedi ama biz molayı birkaç kişiyle sucuksuz geçirdik McDonald's sağolsun. Tekrar teker döndüğünde Afyon'da saat 00.06 idi.
Bu kez biraz uykulu biraz yorgun ve çokça tok devam ettik yola. Hayalimiz gelecek gruplardan en uzaktaki olduğumuz için diğerlerinin gelmiş olduğu ve beklendiği üzere bize ev sahipliği yapacağı ve ateşi çoktan yakmış olmalarıydı. Bu hayalimizi iki saat sonra son bulacaktı. Saat 01.57'yi gösterdiğinde kamp alanına vardığımızda sevineceğimiz tek şey istediğimiz yere çadır kurabilecek olmamızdı. Çünkü çokraganlı inler ve de uşaklı cinler iki kale maç yapıyordu. Düşünmeden yükleri indirmeye başladık. Ve şu an hasta olmamamı sağlayan o sıcacık montu vererek hayatımı kurtaran Sayın Baho başkana teşekkürü borç bilirim.
Nitekim 02.01 de tepemizden kar inmeye başlamıştı.Gecenin müthiş siyahlığını bozmaya kar, müthiş sessizliğini bozmaya da biz yeminli gibiydik. Ortada kazikcilar dolasiyordu tellal gibi.Herkes yerini aldı. Sadi  ve Baran yine kampın en uzak yerlerinde inzivaya çekilmek için yerlerini almışlardı. Bizde yine sırtımız onlara yasladık. Bir yandan yemek çadırı telaşına bir yandan da ateş yakma çabasına girildi. Müthiş bir hızla yine köyümüzü kurduk. Bu kez yemek çadırı ile birlikte 10 çadırlı bir köy olduk.Kimi uyumayı kimi ateş başını tercih etti. Sabah fermuarlarımızı açtığımızda bembeyaz bir manzara karşıladı bizi. Telaşlar 8:30 gibi başladı.Bir yandan kahvaltı bir yandan ilk ekip hazırlıkları. Hızlıca sandviçlerimizi hazırladık ve gidecek ekip öncelikli olmak üzere herkesin ilk enerjisini vermiş olduk. Ilk ekibin 09.50de hareketiyle herkeste tatlı bir sabırsızlık başladı. Bu arada hala ortak hiçbir şey yoktu görünürde. ilk grubu yollarken gördüğünüz birkaç farklı yüz dışında kendi içimizde yaptığımız kamp dışında bir şey yoktu ortada. Ilk ekip için 18.16 ya kadar hem ilk düşüncelerini almak hem de sağ salim dönduklerini görmek için sabırsızdık. O koca günü karanlıkta bir şeyler keşfederek geçirmişlerdi ve mutluydular. Bu arada köyde tuttukları 3 farklı evde olan kulüptaşlarımızla misafircilik oynamaya başladık. Bizim kadar iyi ev sahibi olmadıkları aşikârdı ve mutlu yuvamıza döndük hemen.21.00 ekibinde kayıtlı olmama rağmen sevgili ortak faaliyet dostlarımız sobalarının başından zor ayrıldıkları için 22.45 de mağaraya giriş yaptık. Ekibimiz harikaydı.  Çünkü liderimizin damarlarında HUMAK kanı vardı. Son gece ekibi kahvaltı zamanı geldiğinde Sado ve Ahmet'in kahvaltı pizzası,sandviçler, soslu sosis ve sıcak çay onları bekliyordu. Hep birlikte kahvaltı yapalım diye Ezanlar ve marşlara rağmen Egemen, Burak ve Murat Can'dan ses çıkmayınca biz de kahvaltımızı yaptık. Kampı 11.00 gibi toplamaya başladık.Biz hiç uyumadığımız için çadırımızı toplayıp 2-3 kişi komşu mağaracıların yanına indik ama hepsi hâlâ derin uykudaydı. Bir saat kadar sonra kampımız toplanıp Köy meydanına geldi ve ilk ortak şeyi sonunda gördük ORTAK veda. En samimi Arda ve Gamze'yle sarılmalarımızdan sonra herkesle vedalaşıp otobüsün yolunu tuttuk. Dönerken yine her zamanki gibi herkes yarı baygın açtığı her şeyi dönderme derdindeydi. Uyuyanlar, dedikodu yapanlar, kulak çınlatanlarla doluydu otobüs. Yola inmiş bir sisin içinde durup sigara içti müptezellerimiz. Söylentilere göre bir yerde yine mola vermişler, İskender molası, hiç haberim yok. Uyku tatlıydı. Havası soğuk,havamız sıcak dopdolu ve kendi içimizde sorunsuz harika bir kamptı. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür. (Sorunsuz derken bir tek Şükrü'müz hasta oldu ama yılmadı makarna yapmaya çalıştı. Ha bi de ilk hazır çorbasız kampımızdı ama kesinlikle son değil) :)))





25 Kasım 2016 Cuma

SARIKAYA

                       
                         Sarıkaya Düdeni Faaliyet Anısı






    Türü: Yatay Mağara
    Rakım: 620 metre
    Derinlik: -151 metre
    Uzunluk: 717 metre
    Bölge: Karadeniz
    İl: Düzce
    İlçe: Yığılca
    Köy: Sarıkaya
    Mağarayla İlgili Bilgiler: http://tayproject.org/Magara.fm$Retrieve?html=cave_detail_t.html&layout=web&MagaraNo=11826
    Faaliyet Tarihi:
25-27 Kasım 2016
    Anıyı Yazan: Deniz Arda Tanrıverdi










           Faaliyete giderken otobüste çok eğlendik. Özellikle şoförün, Egemenin Abi düştük abi! Abi dur! yakarışları eşliğinde imkansız dönüşleri müthiş bir soğuk kanlılıkla yapmasını izlemek bayağı eğlenceliydi. Saat 3 gibi köye vardık. Otobüs, kamp alanına giden yola sığmadığı için kamp malzemelerini alıp biraz yürüdük. Çadırlar kurulduktan sonra çoğu kişi uyudu. Ben ilk girecek ekipte olduğum için uyumadım. Melike, Tolunay, Soner ve bir iki kişi ile beraber yemek çadırını kurup yerleştirdik. Saat 5e doğru mağaraya inen yolda yürürken Nartjan’ı gördük. Bize mağaranın çöktüğünü, geri dönmemiz gerektiğini söyledi. Güzelce kandırıldıktan sonra ilk ekiple tulumları giyip tam 5:12de mağaraya girdik (Şükrü, Selin, Temuçin, Pelin, Ahmet).
Mağarada akan su bayağı sesliydi, bu yüzden herkes biraz sesini yükselterek konuşuyordu. Geniş bir alanda biraz yürüdükten sonra dik bir yere geldik. Kenarda merdiven kuruluydu. Şükrü merdivenden nasıl inileceğini göstermek için önden gitti. Ondan sonra ben ve ekibin kalanı merdivenin altındaki kayaya inip yola devam ettik. Mağara daha önce girdiğim tüm mağaralardan genişti. Ekipteki herkes bu mağaraya ilk kez girdiğinden etrafa dikkatle bakarak ilerledik. Merdivenden indikten biraz sonra uzaktaki tavanda birsürü yarasa gördük. Şükrü artçı olmamı istedi. Bir süre sonra gittiğimiz tarafta tıkandık. Selin dik bir yerden inmeye çalıştı ama çok dik ve yerden yüksek olduğundan vazgeçip geri döndü. Şükrü ve Temuçin inmek için başka bir yer buldular. Hep birlikte oradan geçtikten sonra Şükrü ve Selin öncü olmamı istediler. Bir süre suyu takip eden yoldan gittikten sonra çıkmaza girdik. Yol ararken duvarda, taşların arasında bir geçit gördük ve oradan geçerek devam ettik. Alçak tavanlı, sonu görünmeyen bir yere geldik. Şükrü gidip bakmamı söyledi. Daha ileri gittiğini görünce hep beraber yürümeye başladık. Derin bir su birikintisinin önüne geldik. Kızların çizmeleri kısa olduğundan ayakları ıslandı. Su birikintisinden sonra mağaranın sonuna geldik. Oturup iki dakika Mutlak karanlık yaptıktan sonra, bir şeyler atıştırıp geri dönmek için kalktık. Dönüşte yine, Selinle yolu karıştırıncaya kadar, öncülük yaptım. Daha sonra Selin, Peline öncü olmasını söyledi. Pelin bizi merdivene kadar götürdükten sonra yukarı çıktık ve mağaranın çıkışına yürümeye başladık. 8:14de mağaradan çıktık.
Kamp alanına döndüğümüzde sıcak çorba vardı. Bizden sonraki ekip hazırlanıp mağaraya girdi. Ben uyumaya gittim.
Uyandığımda herkes yemek yiyordu. Ben de yemeğimi alıp yedikten sonra “İçki serbest duyurusu yapıldı. Herkes içkisini alıp ateş başına geldi ve şarkı söylemeye başladık. Biz şarkı söylerken köyden birkaç kişi geldi. Etkinlik sorumluları ilgilendikten sonra eğlenmeye devam ettik. Millet yavaş yavaş çadırlara çekilmeye başladı. Egemen bize çadırından aldığı jelibonlardan ikram etti. Ateşe geri dönüp oturduk ve muhabbet etmeye başladık. Tolunay otururken bir anda yıkılıp kafasını taşa vurdu, biz onunla ilgilenirken Ahmetin, çadırda Göktuğ’un kafasına kustuğu haberi geldi. İkisi de kalkıp ateşin başına geldiler. Onlarla da biraz muhabbet ettikten sonra yattık.
Sabah uyandık, kahvaltı yaptık. Damla ve Buse tencereyi yıkamaya gittiler, Gürhanla ben de çadırı topladık. Mıntıka temizliği yapıldıktan sonra herkes eşyalarını toplayıp alanın bir yerinde topladı. Kulüp malzemeleri toplanırken Nartjan herkese sosis yapıp yedirdi. Daha sonra herkes taşıyabildiği kadar eşyayla otobüse gitmeye başladı. Dönüş yolu biraz sıkıntılı geçti. Koca otobüs yola sığmadı ama yetenekli şoförümüz Mustafa abi sayesinde sağ sağlim kampüse döndük. 
Bu eğlenceli faaliyet için faaliyet sorumluları Melike ve Tolunaya, öncülerim Selin ve Şükrü’ye, diğer ekip arkadaşlarım Ahmet, Pelin ve Temuçine, çadır arkadaşlarım Damla, Buse ve Gürhana, katılan tüm arkadaşlarıma ve şoförümüz Mustafa abiye teşekkür ederim.
























 

İletişim

Bu blogda yazar olarak yer almak ve katkıda bulunmak istiyorsanız, blog yöneticileri ile iletişime geçmeniz yeterli olacaktır.



Blog Yöneticileri

HAKKINDA

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) 1988 yılında kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde araştırma ve eğitim faaliyetlerine devam etmektedir.

AMAÇ

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu 'nun (HÜMAK) çok yazarlı resmi ve gayrıresmi paylaşım ortamıdır.

Kafasından bareti eksik etmeyen tüm mağaracıları aramızda görmekten keyif, zevk, haz ve gurur duyarız, hoşnut kalırız..