Merhabalaaaar efendim!Ben Ranaaaaa…Şapkalı a’yı bu
klavyede bulamıyorum.Lütfen şapkalarımı unutmayınız.😃 Hacettepe
Üniversitesi Beytepe Yerleşkesinde Biyoloji okumaktayım,biyolog adaylarımız iyi
bilirler…Vizeler başlar…ikinci vizeler…üçüncü vizeler…lab sınavları…finaller
derken dönem bitiverir.Bölümümün harika(!) bir sınav takvimi olmasından
mütevellit ve kendini durduk yere
temizleyen bellek kartımdan ötürü aslında şu anda çoktan bitmiş olması gereken
fakat bu talihsiz konular yüzünden daha yeni başladığım hatta tamamen kaybettiğim ON DÖRT ve ON ALTI ARALIK
KAPAKLI KUYLUCU hatıra yazımı sizlerle birlikte yad ediyor ve yenisine
başlıyorum.
Beytepe’ye
kar tanelerinin daha yeni yeni düşmeye başladığı zamanlarda gerçekleştirdiğimiz
bir faaliyetdi.Her yer bembeyazdı…büyük bir kar küresinin içinde gibiydik.
Beytepe kar
küresinden,Kastamonu kar küresine doğru…Benim için faaliyet,Yalçın abiyle tanıştığım
an başladı.Bütün Hümak’lılar bahsederdi…kim acaba,der dururdum.Servis,arka
kapının olduğu yere doğru geldi.Sanki onu tanıyormuşçasına,çılgın bir Rana
edasıyla servise doğru koştum.’’Yalçın
abiiiii!Ben,Ranaaaaa…’’dedim.’’Aaaaaaaaa!Sen miydin…Çok bahsettiler
senden.’’dedi.Nasıl mutlu olduuuuum…Eveeet….Meşhur Yalçın başkan ile
tanışıyorduk...Ve ikimizinde aslında birbirimizden haberi varken…(Hasan,bizi
yolculamaya gelmişti.)Kapının yanından Hasan, lafa atladı.'' 😹 Şapkalı
Ranaaa,şapkalı Ranaaa’’diye JVelhasıl
kelam,Yalçın abiyle daha dakika bir gol bir iken süper kanka olduk.Hep birlikte,Yalçın
abinin yönlendirmesiyle tüm eşyaları yanar dönerli servisimize yükledik.
Yanar dönerli demişken!Yalçın abinin servisi,pavyon gibiiidir. Koltukların kenarlarından mavi ışıklar saçılıyor her yere.Beytepe’de bir ufoo! :D Derkeeeen…Saat on dokuz otuz da,tekerlerimiz dönmeye başladı bile.Direksiyonda Yalçın başkaaan!Yanındaa Utku Yıldırımm…Ve arkada saybaştan Seheer hocaaam,Kereem,Emiiir,Fişneeeem,Heliiiin,Beyzaaa,Ercaaan,Kansu abii,Gürhaan,Pelin,saygıdeğeeer ve sevgiliii Aspeg’li misafirlerimizden Alper ve aslında İsviçreli olan ama mağaraya döşeme yapılırken Karadenizli çılgın bir horoncu olmaya karar veren Devriiim 😁(Seher ile benim yoğun baskım altında kaldı(!). )Bir de,beeeeen...Kadroyu okuyunca,size de güzel kokular gelmiş olsa gerek :P Beytepe Nizamiye’den çıkar çıkmaz harika bir yolculuk olacağını iliklerime kadar hissetmiştim.
Yanar dönerli demişken!Yalçın abinin servisi,pavyon gibiiidir. Koltukların kenarlarından mavi ışıklar saçılıyor her yere.Beytepe’de bir ufoo! :D Derkeeeen…Saat on dokuz otuz da,tekerlerimiz dönmeye başladı bile.Direksiyonda Yalçın başkaaan!Yanındaa Utku Yıldırımm…Ve arkada saybaştan Seheer hocaaam,Kereem,Emiiir,Fişneeeem,Heliiiin,Beyzaaa,Ercaaan,Kansu abii,Gürhaan,Pelin,saygıdeğeeer ve sevgiliii Aspeg’li misafirlerimizden Alper ve aslında İsviçreli olan ama mağaraya döşeme yapılırken Karadenizli çılgın bir horoncu olmaya karar veren Devriiim 😁(Seher ile benim yoğun baskım altında kaldı(!). )Bir de,beeeeen...Kadroyu okuyunca,size de güzel kokular gelmiş olsa gerek :P Beytepe Nizamiye’den çıkar çıkmaz harika bir yolculuk olacağını iliklerime kadar hissetmiştim.
İlk durağımıza vardık.Çağdaş Market.İlk olarak kişisel
ihtiyaçlarımızı karşıladık.Daha sonra ‘’Hepimiz birimiz,birimiz hepimiz
için!’’diyerekten eksik toplu kumanya alışverişine başladık.Seherlerin yanına
koştum,yardım etmek için.Sonra Emir’in yanına geçtim.Birlikte içeceklere
bakıyorduk…o sırada sağ tarafımızda şarküteri reyonunda Utku’yu gördük.Sürekli
zeytin deniyordu.(Kamp alanına gidince sorduk,napıyordun öyle diye…Bizim için
en güzelini seçmeye çalışıyormuşşş…Koca yürekli adaaam!Yanlış hatırlamıyorsam
tam on tane zeytin denemiş ve on birinci de karar kılmış. )Aradan on
dakika geçtikten sonra yine Emir’le beraber turlarken tekrar Utku’yu gördük.Bu
sefer fırın tarafında. Oradaki görevli ile hararetli bir sohbet
içerisindeydiler.Adam bizim için bir sürü ekmek atmış,fırına.Utku da onları
bekliyordu.Adamın,Utku’ya bir bakışları vardı…Görmeniz lazım Biz zaten
bakışları görünce,istemsiz olarak kulak misafiri olduk.Utku’nun küpesini merak
edip,bunları nerden alıyorsunuz,nasıl takıyorsunuz diye sormasıyla,bu sohbet
kaç yaşındasınızlara kadar gitti…İçimizdeki ses,’’Kaç Utkuu!’’demeye çoktan
başlamıştı bile :D
Yaarabbii!Hala
Ankara’dayız!!Kızılcahamam.Bir buçuk saat geçmişti halbukiii.İştee sevgili
arkadaşlar,bir Hümak yolcuğu böylediiir JSen
dersin yarım saat,ben derim bir saat,başkası der iki saat 😋
Çorbacımız efsaneydi.Ben,Kansu abi,Seher,Helin kelle paça çorbası,diğerleri kemik çorbası ya da pilav tarzında şeyler aldı.Bol sarımsak ve limon ekledik.Çorbamızı yudumlarken etrafa bakınıyorduk ki bir de ne göreliiim!!Duvarlar,bize racon kesiyor(Bakınız efendim:Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik!!).O an,orada,o yazıları okumak çok keyifli olmuştu.Hepimiz okuyup okuyup,birbirimize anlamsız bakışlar atıyorduk.Benim bu mekanda küçük bir sakatlanmam oldu.
Çorbacımız efsaneydi.Ben,Kansu abi,Seher,Helin kelle paça çorbası,diğerleri kemik çorbası ya da pilav tarzında şeyler aldı.Bol sarımsak ve limon ekledik.Çorbamızı yudumlarken etrafa bakınıyorduk ki bir de ne göreliiim!!Duvarlar,bize racon kesiyor(Bakınız efendim:Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik!!).O an,orada,o yazıları okumak çok keyifli olmuştu.Hepimiz okuyup okuyup,birbirimize anlamsız bakışlar atıyorduk.Benim bu mekanda küçük bir sakatlanmam oldu.
Lavobanın içinde ve kapısının önünde yerler yeni
silinmiş,ıslakmış.Bu durumdan bir haber olan ben,şarkı söyleyerek
koşuyordum…hiç duraksamadan lavobaya doğru koşmaya devam ettim ve adım atar
atmaz kayıp popuşumun üstüne düştüm.Bütün bedenim sallandı onu da geçtim yerden
ses çıktııı :O Resmen,yerden ses çıktı.Yerden ses çıktığına mı
üzüleyim,canımdan olduğuma mı üzüleyim bilemedim :DBeş dakika boyunca
doğrulmaya çalıştım,yavaşça kalktım ve kadın tarafına doğru yöneldim.Aynaya
bakıp bakıp,kendimi sorguluyordum.Canım o kadar çok acıyordu ki…Tuvaletimi
yapabileceğimden bile emin değildim :D Sonra Seher geldi,’’Bir şey mii
oldu,neden öyle duruyorsun?’’diye sordu.Olanları anlattım ve sessizce
birbirimize sarılmaya başladık.İki dakika boyunca sarıldık ve güldük hahahahaha.... Sonra bana yardımcı oldu.Yukarı çıkıp çay içtik.
22.03’de yanar dönerli servisimizin tekeri yeniden
dönmeye başladı.Servis de çok hararetli sohbetler dönüyordu. Dans
ediyorduk,geyik yapıyorduk derken saat 23.42’tuvalet molası verildi ve
Gürhan,yedi liraya pil aldı.23.53’de yeniden hareket etmeye başladık.Elden ele
abur cubur döndürme seansımız son hararet devam ediyordu,Kerem ve Utku gps ile
harita arasında gidip gidip geliyordu.Ön tarafta Yalçın ağabeylerle birlikte
dört kişi iken bir an da bir ordu oluvermiştik.Herkesin elinde telefon ve
ekranda maps…işaretlenmiş kamp alanı…işaretlenmiş köy….saat biri
geçiyordu.Haliyle her yer çok karanlıktı.Tek ışığımız,yanar dönerli
servisimizdi.Yollar çok virajlıydı.Telefonlar çekmiyordu.Haritalar kapanıp
kapanıp,açılıyordu.Nefesler tutulmuştu.Hepimiz Yalçın abi ile Utku’nun olduğu
tarafa doğru iyice yerleşmiştik.
Saat ikiye gelirken köyü bulduk!!!Yaşasııın!Sonundaaaaa... Yollar biraz daha iyi gibiydi.Şimdi,sıra da çeşme bulmak vardı.Boş damacanalarımızı doldurmamız gerekiyordu.02.03’de Yalçın abi bir çeşme buldu,Utku ‘’Akıyor mu acaba?’’diye kontrol etmeye gitti.Malasef,kötü haber…Çeşme bulmaya devam dostlaaar!02.06..ikinci çeşme…olumsuz sonuç…02.08…üçüncü çeşme…. Yupppiiii!Su akıyor!Su,deli akıyoooor…bir sürü çeşmesi var…tulumbalı hem dee... Sessizce,servisden indik.Damacanalar alındı,sular konuldu.Sıra da ,kamp alanımızı bulmak vardı.2.20’de servisimiz harekete konuldu.Virajları döndükçe,mevsim değiştiriyor gibi oluyorduk.Köyün bir kısmı bembeyaz,bir kısmı kardan bir haber...Yollar yine sıkıntı yaratmaya başlamıştı…
Saat 2.55.Yalçın abi konuştu.’’Gençler,bu servis burayı gidemez gibi duruyor.’’dedi.Sonra aniden arabadan indi.Yoldaki su birikintisinin boyunu ölçmek için kolunu soktu.Canım Yalçın abim…Sen,bizim canımızsın...Bu tespit işleminden sonra yanımıza gelip,devam edebileceğimizi söyledi.Saat 3.02.Durduk...Yalçın abi geri geri gidiyordu.Tam o sırada ben de Utku ile konuşuyordum.Utku,kemerini çıkardığı an,servis ötmeye başladı😉’’Ohaaaa,Yalçın abiii!Senin servis de kemer takmayınca ötüyor mu yaaa??’’ dedim ahahaha :D Herkes,gülmeye başladı ahaha(Bütün kamp boyunca geyiği yapıldı hahahahahahaah.)Kerem önden kamp alanını bulmak için servisden indi.Ardından sırayla birkaç kişi daha indi.3.23.Çığlık sesleri yükseliyordu…Bunlar güzel seslerdi.Bu sesler bildiğiniz,kampııı bulduuuk sesleriydiiii!Sırayla üç ışık belirdi.
Saat ikiye gelirken köyü bulduk!!!Yaşasııın!Sonundaaaaa... Yollar biraz daha iyi gibiydi.Şimdi,sıra da çeşme bulmak vardı.Boş damacanalarımızı doldurmamız gerekiyordu.02.03’de Yalçın abi bir çeşme buldu,Utku ‘’Akıyor mu acaba?’’diye kontrol etmeye gitti.Malasef,kötü haber…Çeşme bulmaya devam dostlaaar!02.06..ikinci çeşme…olumsuz sonuç…02.08…üçüncü çeşme…. Yupppiiii!Su akıyor!Su,deli akıyoooor…bir sürü çeşmesi var…tulumbalı hem dee... Sessizce,servisden indik.Damacanalar alındı,sular konuldu.Sıra da ,kamp alanımızı bulmak vardı.2.20’de servisimiz harekete konuldu.Virajları döndükçe,mevsim değiştiriyor gibi oluyorduk.Köyün bir kısmı bembeyaz,bir kısmı kardan bir haber...Yollar yine sıkıntı yaratmaya başlamıştı…
Saat 2.55.Yalçın abi konuştu.’’Gençler,bu servis burayı gidemez gibi duruyor.’’dedi.Sonra aniden arabadan indi.Yoldaki su birikintisinin boyunu ölçmek için kolunu soktu.Canım Yalçın abim…Sen,bizim canımızsın...Bu tespit işleminden sonra yanımıza gelip,devam edebileceğimizi söyledi.Saat 3.02.Durduk...Yalçın abi geri geri gidiyordu.Tam o sırada ben de Utku ile konuşuyordum.Utku,kemerini çıkardığı an,servis ötmeye başladı😉’’Ohaaaa,Yalçın abiii!Senin servis de kemer takmayınca ötüyor mu yaaa??’’ dedim ahahaha :D Herkes,gülmeye başladı ahaha(Bütün kamp boyunca geyiği yapıldı hahahahahahaah.)Kerem önden kamp alanını bulmak için servisden indi.Ardından sırayla birkaç kişi daha indi.3.23.Çığlık sesleri yükseliyordu…Bunlar güzel seslerdi.Bu sesler bildiğiniz,kampııı bulduuuk sesleriydiiii!Sırayla üç ışık belirdi.
08.43’de mağaradan,’’Ahoooy!Ahooooyyyy!diyerekten kamp alanına doğru koşuyorlardı.Canımın ciğerleriiii!Nasıl,neşeli geliyorlardı.Çiçek gibiydileeeeer JDöşeme ekibine yeniden seslendim.Çadırından ilk çıkan,Alper ve hemen ardından Devrim oldu.
Onları
görünce mutlu oldum.Bizim dışımızda uyanan insanlar vardı…Ateşimiz çok iyi
olmamakla birlikte yanıyordu.Sıcak çorbamız ve çayımız vardı…Ateşimiz neden iyi
değildi bilmiyorsunuz tabii.Hemen anlatıvereyim…Kamp alanımızı kapatan muhteşem
ağaçlarımız karla kaplıydı.Ve bizim,Ankara’ya döneceğimiz güne kadar,su olup
başımıza yağdılar.
Artık,döşeme
ekibinde bulunan herkes ayaktaydı…Utku,Ercan,Gürhan ve Devrim…Yalçın abi ve
Seher,herkese yumurta yaptı.Ekip,hazırlanmaya başladı.Tüm planlar
yapıldı.Ekipmanlar kuşanıldı.
Döşeme
ekibimiz hazııır!10.40’da ekip mağaraya doğru gitmeye başladı.Ben mağaraya
giremeyeceğim için eşlik etmek istedim.Seher,Kerem,Pelin,Yalçın abi ve beeen
ekibimize yol arkadaşlığı yaptık.
Ekip,döşemeye başladı.Seher,Kerem ve ben herkes
mağaraya inene kadar mağara girişinde bekledik.Keyifli sohbetler
gerçekleşti.Devrim’in,yarasalarla ilgilendiğini öğrendik.Bize harika bilgiler
verdi.Yalçın abi Temel Mağaracılık hakkında konuşmalar gerçekleştirdi.Hava çok
soğuktu,herkes üşüyordu.Seher ile ben horon tepmeye başladık.Daha sonra
Devrim’de bize katıldı.Mağaranın içine inene kadar sürekli horon teptiii
ahahhaa... Ona,kız horonu oynamayı öğrettim.
Kerem,ben
ve Seher burada çok vakit geçirdik.Şarkılar söyledik.Herkesi video kaydına
kaldık.Fotoğraflar çekildik.Bilimsel konular hakkında münazara ettik(!).
Ekip,13.00’da mağaranın içine indi.Biz de kamp alanına
doğru yürümeye başladık.Kerem ile Seher,ateş başına doğru gittiler.Ben de
servise doğru yürümeye devam ettim.Yalçın abi,orada bir yerlerde telefonun
çektiğini söylemişti.Servise doğru ilerlerken Alper’i gördüm.’’Alpeeer!!Telefon
nerede çekiyormuş,biliyor musun??’’dedim.Yalçın abinin işaret koyduğunu söyledi
ve gösterdi.Yalçın abiii ya ahahahaha..😜Servisin,şöför kapısının yanında mesire alanına doğru işaretler koymuş.Alanı da
yuvarlak içine alıp burada gibisinden bir şeyler yazmış.Şuan çok
hatırlayamadım.Gördüğümde çok hoşuma gitmişti. Emektar
Yalçın Başkan İşin kötü tarafı,benim telefonum orada da çekmedi.Alper’le birlikte biraz
yürüdük,çeken yerler bulmaya çalıştık.Ama başarısız bir çalışma oldu. Sonra kamp
alanına döndük.Ateş başı sohbetleriii….En sevdiğim…
Bol bol oduuuun,ağaaaç kırdığım bir kamptı….Hatta gece yatınca elimin ağrısından uyuyamayacak kadar baltayla vakit geçirdiğim bir kamp. Tek düşüncem arkadaşlarımın mutluluğu….Yemekler ve ateş….Yalçın abi için de öyleydi.Kimse üşümesin,biraz daha odun kıralım diyerekten,baltayı kendi eline sapladı LAhh!İçim nasıl sızlamıştı.Emir,ben,Alper hemen ilk yardım çantasını kapmıştık.Demiştim ya,Hümak’ta her şey paylaştıkça çoğalır diye Yalçın abinin elinin acısını da paylaştık.Hepimiz iyileştik.O da iyileşti.Suratı bir kere bile asılmadı.
Seher’le,Yalçın abi kar küresi Kapaklı Kuylucu Mağarasının şerefine,kocaaman bir kardan adam yaptı.
Bu akşam güzel bir ateş başı daha yaptık.Mangalımız
bile vardı.Son ekibimiz,toplama ekibimiz…Fişneeem,Emir,Kerem ve Helin.Hepsini,Eher
hocam ile beraber kendi ellerimizle besledik.Özellike Vişneyi. Bir
elimizde çorba,bir elimizde bulgur pilavı…Bir ben,bir Seher hocam.Vişne’yi
şişirene kadar yedirdik.Bir ‘’Uçaaak geliyyyyooor geliyyooorrğğ…...’’edasıyla…00.55’de
mağara yoluna koyuldular.. Vişne ve Helin olmadığından ben,Seher’lerin
çadırında kaldım. 04.30’da mağaradan çıktılar. Sabah dokuz otuz gibi alarmlar
çalmaya başladı.Seher ile ben kalkıp,herkesi uyandırmaya başladık.Sesi duyan
kalktı(!) JBu
yüzden 12.26’da toplanmaya
başladık. 13.33’de
kamp alanı tamamen toplandı.Ağaçların üstünde artık, kar kalmamıştı.14.15’de
geleneksel toplu fotoğrafımızı aldık.
14.21’de yanar dönerli servisimize binmeye başladık.’’At
yiğidin,yoldaşıdır.’’diyerekten Yalçın başkan, tekerleri döndürdü .Görüşürüz
Kapaklı…Ben mağaraya giremedim ama seni gördüğüm kadarıyla çok sevdim…Her yer
çok güzeldi…Küre Dağları…Kastamonu…En yakın zaman da bir daha görüşmek
dileğiyle…Her şey için bütün arkadaşlarıma,Yalçın abiye çok teşekkür ederim.Bu
güzel mağaraya girmemize öncülük eden herkese minnettarım.İyiki HÜMAK!