24 Kasım 2021 Çarşamba

Mutlak Olana Övgüler

 


“Mağarada güvende hissediyorum…”

Bir gün oturmuş bir arkadaşımla neden mağaracılık yaptığım hakkında konuşurken çıkmıştı dudaklarımdan bu sözcükler. Arkadaşım çok şaşırmıştı bu söylediğime. Mutlak bir karanlığın hakim olduğu, kaygan, ıslak bazen, bazen sıkışık veya derin bir bağlamda insan nasıl olurdu da güvende hissederdi? Haklıydı… Mağaracılığa çok temel bir bakış açısı ile baktığımızda bu işi yapmak hiç de akıllıca değildi ne de yaramazca, bir kalıba sığar yanı yoktu. Peki o zaman ben neden nasıl güvende hissediyordum? Cevap yine çok basit. Bir mağarada başıma gelebilecek olayların sayısı belli ve neredeyse sabit. Daha doğrusu mağaralar çok dinamik yerlerse de ihtimaller oldukça statiktir. Güvenimin sağlam zemini tam olarak bu: Sınırlı sayıdaki olasılığın rahatlığı, dahası güzelliği…

Bir mağarada hiçbir canlı ile bağlam ve iletişim sorunu yaşanmaz. Hiçbiri duygusal değildir veya pragmatik. Kimse kimseyi rahatsız etmez, herkes ve her şey olduğu gibidir. Yegane uğraş keşfetmek veya hayatta kalmaktır. Beklentiler, hayaller, dilekler karışmaz hiçbir adımın arasına. Mesela kime sorsanız Sarpunalınca otoban gibidir, yaldır yaldır gidilen. Ya da Utku’ya sorsanız Çokrağan peynir gibidir. İnsan bir peynirden ne bekler ve bir peynirin yaşatabileceği olasılıklar nedir ki? Belki de bunu Utku’ya sormamız lazım 😊

Işığınız varsa görüşünüz 25 metre kadardır örneğin. Işığınız yoksa mutlak bir karanlığın içinde asılı kalırsınız. Uzayda uçmak gibidir bu karanlık, sanki kafanızı eğseniz altınızda ışıl ışıl dünyayı göreceksiniz ya da kafanızı biraz kaldırsanız Plüton’u. Kulağınıza çalınacak seslerin frekans aralığı çok nettir, bir yarasa cıvıltısından bir kaya düşmesi aralığınca… Karanlığın ve kötülüğün birbirine zıt düştüğü bir yerdir mağara, masalların aksine. Doğal, gerçek. Bu da demek oluyor ki mana zorlamalarından sıyrılmıştır. Tıpkı bir çocuk gibi demek yanlış olmaz bence. Yalansız dolansız, düz, dümdüz. Bir çocuğun yanında güvensiz hissetmemek gibidir mağarada güvende hissetmek. Ya da ben uslanmaz bir iyimserimdir ve tüm bu sözcükler bir iyimserin düş bahçesinin ürünleridir…

R*

0 yorum:

 

İletişim

Bu blogda yazar olarak yer almak ve katkıda bulunmak istiyorsanız, blog yöneticileri ile iletişime geçmeniz yeterli olacaktır.



Blog Yöneticileri

HAKKINDA

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) 1988 yılında kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde araştırma ve eğitim faaliyetlerine devam etmektedir.

AMAÇ

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu 'nun (HÜMAK) çok yazarlı resmi ve gayrıresmi paylaşım ortamıdır.

Kafasından bareti eksik etmeyen tüm mağaracıları aramızda görmekten keyif, zevk, haz ve gurur duyarız, hoşnut kalırız..