8 Aralık 2012 Cumartesi

özgenur kanat' ın gözünden balatini ( MAĞARACI KIZLAR YA LELLİ)


MAĞARACI KIZLAR YA LELLİ

Başlangış notu:Türkünün orjinali dokumacı kızlar olup Ozan tarafından faaliyet boyunca mağaracı kızlar olarak söylenmiştir efendim.

Klasik HÜMAK buluşmalarından birini yaşayarak başladık faaliyete.Herkes saat 6 civarında jeolojinin arka kapısında olacak gençler!Nitekim saat 6,30 civarı jeoloji arka kapıda hazır ve nazırdık.Bir saat sonra otobüsün gelmesiyle yola koyulduk.

Kızılcahamam faaliyete katılamadığımdan yeni gelen üyelerimizin hiçbirini tanımıyordum.Böylece tanışma merasimi başladı.Kim kimdi adın neydi diyene kadar markete geldik ve çılgın alışveriş başladı.İtiraf ediyorum hayatımda yaptığım en çılgın ve keyifli alışverişti.Kampın yemekten sorumlu kamp bakanı olarak aklıma gelen doyurucu herşeyi alıp Anıl ve Tufan sayesinde arabaya yerleştirirken millet otobüse geçmiş kaynaşmaya başlamıştı bile.

Yolculuk uyur uyanık bol tuvalet molalı tam 6 saat sürdü.Gece 2 civarı kamp alanındaydık.Hemencecik çadırımızı kurduk ve içine sığındık.Zira dışarısı çok affedersiniz ama bok dondurucu soğuktu.Ferdiciğimiz sağolsun ateşimizi yaktı ve azıcık ısındıktan sonra uyumaya çekildik.Sabah 9 civarı çadırın içi hamam gibi olmuştu.Kendi ter kokuma uyandım.Anlayın artık.

Hemen giyinip çıktık çadırdan ve kahvaltı hazırlamaya koyulduk.Ben Cansu ve Ezgi tüm hamaratlığımızı konuşturarak sosisli yumurta yaptık.21 yıllık ömrümde böyle lezzetlisini yemedim ben arkadaş.Kampın havasından mı suyundan mı bilmem 3 yıldır yediğim en leziz yemekler hep HÜMAK kampında pişti.

Herkesin karnının doyduğundan emin olduktan sonra ilk ekip mağaraya Balatini Mağarasına girdi.Mağara girişine kadar uğurladık ekibimizi.Kampta geri kalanların bir kısmı dinlenmeye çekildi bir kısım ise köye su almaya gitti.Köye giden bir kısmın içinde ben de vardım tabi.Köye vardığımızda bizi Ercan abi karşıladı.Ercan abi orada ufak bakkalı olan bir abimiz.Mağara ile ilgilenen ne kadar insan varsa tanıyor diyebiliriz.Sağ olsun bize su doldurmamız için damacana verdi ve Körükini isimli bir mağara tarif etti.E hadi gidelim bakalım o zaman dendi ve Körükini’ne gidildi.Ne yalan söyleyeyim büyülendik resmen.Özellikle mağaranın girişinin sulu olması botla geçilecek olması bizi ciddi ciddi baştan çıkardı.Azıcık daha mağara hakkında bilgi sahibi olduktan sonra ertesi gün girilmek üzere karar alındı ve kamp alanına geri döndük.

Döner dönmez akşam yemeği için hazırlıklara başladık.Herkesi etrafıma toplayıp patates soyduk ve neşeli bir muhabbet içine girdik.Ardından yemek hazırlandı yendi falan derken saat çabucak ilerledi ve bizim ekibimizin mağaraya girme sırası geldi.

                     
GRUP KARPİT!Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra ben,Ozan,Ebru,Ferdi,Ömer,Sücüllü,Elvan ve Kerem hep birlikte mağaraya girdik.İlk iki grup bizi cadı kazanı hakkında uyarmıştı.Bu yüzden temkinli bir şekilde ilerledik.Her kola girerek birazda keşfetme arzusuyla mağarada epeyce zaman geçirdik.Özellikle şunu farkettim ki mağaraya girdiğin ekipte bir tane jeolog olması çok iyi oluyor.Sağolsun Ferdi bize gördüğü her oluşumu bildiği kadarıyla anlattı .Böylece çok eğitici ve eğlenceli bir mağara oldu bizler için.

Mağaradan çıktığımızda gecenin bir yarısıydı ve feci üşümüştüm.Mağaranın sulu olması ıslanmış olmam kamp alanına yürümemiz beni bir an için tüketse de kamp ateşini uzaktan görünce derin bir oh çektim.Hemen Tufan ve Cem koşarak bize çay çorba ne buluyorsa getirdiler ve biraz olsun ısındığımı hissettim.

Ertesi sabah Körükini Mağarasına gidecek olan grup çok erken kalktı ve yola koyuldu.Biz geride kalanlar ise kamp ateşi yakmaktan sorumluyduk ama ne yazık ki delicesine yağan yağmur işimizi bozmakta ısrar ediyordu.Ateş olmadan ısınacak çayımız dahi olmayacaktı.
El birliği ile odun toplandı ve koskocaman bir ateşimiz oldu.Kahvaltımızı edip ikinci Körükini ekibi olarak yola çıktık.Sorun mağaranın çıkışını bulup ilk ekibi karşılamaktı.Bu iş biraz uzun sürdü çünkü ilk ekip mağarada tahmin edilenden daha uzun zaman geçirdi ve geldiklerinde saat epey ilerlemişti.Botumuz patlak olduğu için ikinci ekip Körükini’ne giremedik.Canımız sağolsun J Anlatılanlarla girmiş kadar olduk.

Kamp alanına geri dönüldüğünde hemen yemeğe giriştim ve Kerem ve Yusuf’un über yetenekli ellerinden çıkan soyulmuş patates ve soğanla birlikte tencerelerin başına geçtim.El birliği ile yemeği de hallettikten sonra son gece eğlencesine geldi sıra ama yağmur durmak nedir bilmiyordu.Olsun her koşulda eğlenen bir topluluğuz biz.Şarkılar türküler ve alkol eşliğinde HÜMAK tarihinin en ıslak son gecesini geçirdik ve erken kalkarız ya ne olacak sözleriyle çadırlarımıza çekildik.

Yağmur gece boyunca durmamıştı ve inatla da yağıyordu.O yüzden çabucak toplandık ve arabaya yükledik eşyalarımızı.Ama hepimizin aklında etli ekmek hayali vardı.Bir yeseydik şöyle sıcak sıcak..Karnımız doysaydı…

Hayailini kurduğumuz şeye yaklaşık 2 saat sonra kavuştuk ve bir lokantada etli ekmekleri afiyetle yedik.Tekrar yola koyulduk.Kimi zaman şarkılı türkülü kimi zaman uyur uyanık kimi zaman aç kimi zaman tok bir yolculuk geçirdikten sonra Beytepe’ye vardık.Eşya boşaltma işleri bittikten sonra değerlendirme toplantımızı yaparak faaliyetimizi sonlandırmış olduk.

Özel teşekkürlerim Ferdi ve Ozan’a;siz olmasanız ben o cadı kazanından çok geçerdim bu boyla.Ha bir de LAN BURA SİYAH KUM!

Teşekkürler HÜMAK..

1 yorum:

Ozozello dedi ki...

Ne demek :) Memnun olduk :)

 

İletişim

Bu blogda yazar olarak yer almak ve katkıda bulunmak istiyorsanız, blog yöneticileri ile iletişime geçmeniz yeterli olacaktır.



Blog Yöneticileri

HAKKINDA

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) 1988 yılında kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde araştırma ve eğitim faaliyetlerine devam etmektedir.

AMAÇ

Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu 'nun (HÜMAK) çok yazarlı resmi ve gayrıresmi paylaşım ortamıdır.

Kafasından bareti eksik etmeyen tüm mağaracıları aramızda görmekten keyif, zevk, haz ve gurur duyarız, hoşnut kalırız..