Yiğit İşbitiren arkadaşımızdan güzel bir anı yazısı geliyor:
2012 Devrekani Eğitim Faaliyeti
HUMAK ‘ı ve Mağaracılığa gönül vermiş herkesi buradan
selamlıyorum. Kulübün en çöm üyelerinden
olarak 30 Kasım – 2 Aralık arası gerçekleşmiş bulunan Kastamonu /Devrekani
faaliyeti ile ilgili naçizane anılarımı
yazarak blog ‘a katkıda bulunmayı kendime bir borç bildim…
Son derece uzun bir yolculuktan sonra gecenin bir saati vardığımız kamp alanında hızlı bir yerleşime girildi.Benim için birçok ilkin yaşandığı bir faaliyetin böylece çadırlarla birlikte temeli atılmış oldu.Gece çadır kurmanın ne kadar zor olduğunu fark ettim. Yol yorgunluğu bir yana benim gibi kafa lambasını zilolarca ağırlıktaki çantanızın en dibine koyarsanız bu durumu pek de kolaylaştırmıyor. Çaresizce lambamı aradıktan sonra elimden geldiğince çadırın kurulumuna yardım ettim. Yerleşim tamamlandıktan sonra herkes kendini uykunun soğuk kollarına bıraktı. Üşüdüm. Rahat uyuyamadım çünkü insanların mumya uyku tulumlarında (en azından yaşarken) uyuyabilmek için yaratıldığını düşünmüyorum. Tabi ki bu durumun tecrübesizlikten kaynaklanan “uyku tulumunu yanlış kullanma” ve alışmamışlığın bir sonucu olduğunun farkındayım. Sabahında ise aynı Kızılcahamam faaliyetindeki gibi sadece kampçılığın en önemli konusu olan ateş yakmayı bir kez daha kaçırmam bu ateş olayını gözümde daha gizemli bir hale getirdi. Çoğunlukla okulda ettiğimden daha güzel bir kahvaltı beni bekliyordu ateş başında lakin ilk mağara ekibinde olmamın ve karpit haznesiyle yeni tanışmamın verdiği bir handikap olarak kahvaltının dibine vuramadım. Yine de bana yeterli karbonhidratı vereceğini planladığım “arnold kahvaltısını” ekmek arası yaptım ki bu da benim 5 saat sürecek bir serüven için yakıt haznemi doldurdu.
Mağara büyüleyici bir ortam.
Benim kadar doğadan uzak biri için bu kadar zorlayıcı ve fobik bir ortam
nasıl böylesine tatmin edici hale geldi bilemiyorum. Objektif bir gözlemle
zibilyonlarca farklı ölüm çeşitlerinin riskini taşıyan bir yer ama içindeyken
bunları düşünmüyorsun. Karanlık ve bilinmezlik sen adım attıkça aydınlanıyor ve
insanın tüm duyuları olabilecek maksimum seviyede , uyum içinde çalışıyor. Beni
en çok etkileyen ise bence mağaracılığın anlamını en iyi ortaya koyan “deep
darkness” anı oldu. Biz biraz kısa kestik
ama sarkıtlardan damlayan suların yankısı ve mutlak karanlık inanılmaz huzur
vericiydi. Normalde her şeyden şikayet eden biri olmama rağmen mağarada şikayet
edecek bir şey bulamadım . Her şey mükemmeldi . Mağara içinde klostrofobi hissedeceğimi zannettim ama olmadı. Bu açıdan
tek sıkıntı darallardı. Keşke darallardan
da geçebilcek kadar da korkusuz olsaydım içimde bir tek o ukte oldu çünkü
mağara faaliyeti kişinin korkularını yenebilmesi için doğal bir
deney ortamı. Hatta bu psikolojik olarak da araştırmak istediğim bir
konu. Bir de kurbağadan kaçışımın beni pek prestijli bir konumda bıraktığını
söyleyemeyeceğim. O yüzden ekip elemanlarına bir miktar eğlence oldum. Savunmam
ise o kurbağanın herhangi bir yerden gelebilme ve hastalık saçabilme
ihtimaliydi. Neyse ki öyle olmadığını öğrendim…
Karanlıkta ilerleyip alternatif geçiş yolları ararken
çıkışın ışığını görmek büyüleyici bir tecrübe. Mola olarak dışarı çıktığımızda
gördüğüm manzara da insana görsel bir haz veriyor. Bütün bu iç huzur
orgazmından sonra dönüş yolunda 2.
Ekiple karşılaştık ve son derece eğlenceli olabilme potansiyeli taşıyan bir
şaka olarak pusuya yattık ancak zorlu bekleyişten sonra şakamız; planımızın ortaya çıkmasıyla son derece komik
bir şekilde son buldu. Artık mağaradan çıktık okuyanlar rahat bir nefes alabilir.
Kamp alanında temizlendikten sonra başarısız odun kesişlerimle birini
yaralamamayı başardım ve testere kullanımını öğrenerek bilgi sınırlarımı
genişlettim. Ancak mağara boyunca
hissetmediğim yorgunluk gece kampta kendini gösterdi ve erkenden uykuya teslim
oldum . Bu yüzden kamp ateşi şarkılarından çok erken ayrılmak zorunda kaldım.
Ondan sonraki süreç ise kısaca kampın toplanışı , dönüş yolculuğu , otobüsün
ayna kabının yolda düşmesi, il merkezindeki yemek molası , benim ilk ve
başarısız beyti mi yemem ,kaptanın gürültüsüne rağmen otobüsteki uyku ,
çantaların üstüne oturduğum için yediğim azar ve okula giriş şeklinde
sıralanabilir. Artık bu ödevimi de yerine getirdikten sonra rahat ve sıcacık
yatağımda , 2 adet yastığımla uykuya düşebilirim. Kendinize çok iyi davranın
bir sonraki faaliyette veyahut toplantı da görüşmek üzere………..
2 yorum:
yazar için zor ama keyifli bir faaliyet olmuş.
yazının sonunda kimin yazdığını da ekleseymişiniz güzel olurmuş.
ellerine sağlık ;)
beğendim valla
Yorum Gönder